|
Akdeniz kültürünün büyün özelliklerini taşımasına rağmen Lizbon’un Akdeniz’e kıyısı bulunmuyor. Aynı İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulu olan şehir. Avrupa’nın en renkli başkentlerinden biri.
Portekiz’i ilk kez Fenikeliler’in kurduğuna inanılıyor. Ve İlk Çağlarda bölgede hakimiyet İber kabilelerin elinde olmuş. Kentte o dönemlerden kalma kalıntıları halen görebilirsiniz. 1531 ve 1755 depremlerinde neredeyse tamamen yok olan ve Pombal Markisi’nin planlamasıyla ikinci depremden sonra yeniden yaratılan şehir her yıl önemli sayıda turist ağırlıyor.
|
|
|
|
BELEM KULESİ 1515 yılında Lizbon liman girişini korumak amacıyla inşa edilmiş olan kulenin nehre bakan yüzünde denizciler için dua eden bir azize heykeli bulunuyor.
CALOUSTE GULBENKİAN MÜZESİ Mısır, Yunan, Roma, Asya ve Avrupa sanatının seçkin örneklerinin sergilendiği müze Gulbenkian’ın kişisel koleksiyonu.
ŞEHİR MERKEZİ BAİXA Rossio ve Praça de Comercio (Ticaret Meydanı) isimli iki meydan ile çevresi Baixa’yı, yani Lizbon merkezini oluşturuyor. Rossio Meydanı (Praça de Dom Pedro IV) IV.Pedro Meydanı olarak da biliniyor. Günümüzde ise küçük kafeleriyle insanları sohbete ve nostaljiye davet ediyor.
BASİLİCA DA ESTRELA 18.yüzyılın ikinci yarısından kalma bazilika rokoko tarzı kubbesi, kuleleri, aziz heykelleri ve dini öğelerden oluşan süslemeleriyle çok gösterişli.
JERONİMOS MANASTIRI Keşifler Çağında, Vasco da Gama’nın Hindistan deniz yolu keşif yolculuğunun başarılı geçmesi için inşa edilmiş. Kaşifin mezarı da burada…
CASTELO DE SAO JORGE (SAO JORGE ŞATOSU) Kentin hemen her yerinden görülebilen şato 6.yüzyıla tarihlendiriliyor. Bugünkü yeni saray inşa edilene kadar kralın rezidansı olarak kullanılıyordu.
ULUSAL ÇİNİ MÜZESİ Müze ‘azulejo’ denilen ve beş yüz yıllık bir geçmişe sahip olan çini sanatının dünyadaki en önemli koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor.
|
|
|